Tokat Erbaa'ya
TOKAT ERBAA’YA
Ne dağlar aşacağım uğruna,
Ne yalanları inkâr edecegim,
Ne memleketleri
Gezeceğim boşuna,
Ama TOKAT gibi göremeyeceğim,
Ne ağaçlar dikeceğim boz kıra,
Ne sevdalar çekeceğim TOKATERBAA’YA
Hasret kaldım havasın suyuna,
Teselliler yetmez döneceğim ana kucağı ERBAA’YA
ARİFE BOLAT |
|
Arife Bolat
|
İkizce – Erbaa Ekspresi
İkizce’den çıktık, geldik Sancar’a
Yaylacılar inecek, verdik mola.
Dağları aştık, Eryaba’da sıra,
Erbaa yolcusu uğurlar ola.
Doğanyurt’u geçince asfalttayız,
Kimimiz dertli, kimimiz hastayız.
Yolcular sıkışık, sanki tastayız.
Bu da yetmez, sen de sigara dola.
Rüzgâr, fırtına eser püfür püfür;
Ağızlarda dolu katmerli küfür.
Bir de sen yüzümüze duman üfür,
Vatandaşların hayatı tombala.
— Acep Tepekışla’dan mı gidelim?
Yoksa asfaltı mı takip edelim?
— Yolda aynasızlar varsa n’edelim?
— Galiba rüşvetle ceza kol kola.
— Midem bulandı, arabayı durdur!
— Arabaya kusma, poşeti doldur!
Bu yollar hep böyle çileli yoldur.
Fırlat poşeti pencereden yola.
Erbaa’ya geldik, hepimiz hışır.
Bulantı ve baş dönmesi yarışır.
Sabreden yolcu zamanla alışır.
Yolculuk bitti, işimiz hayrola.
Kısa kes Sebat, pek fazla uzatma.
Zaten acı olmuş, sen de tuz atma.
Ortalık sis, duman; sen de toz atma.
Bekle, sabret, sabah ola hayrola.
14.10.1992 |
|
Sebat Mercek
|
|
|
 |
|